- Seçim yetkilileri, seçmen kayıt listelerinin mümkün olduğunca doğru ve güncel olmasını sağlamak amacıyla düzenli olarak güncellemektedir.
- Seçmen kimlik kontrolleri de dahil olmak üzere postayla oy pusulalarının bütünlüğünü korumak için bir dizi güvenlik önlemi uygulanıyor.
- Kurcalamaya karşı güçlü önlemler alınıyor ve oy pusulaları posta kutusu aracılığıyla geri gönderiliyor.
- Federal, eyalet ve/veya yerel seçim yetkilileri, oylama makinelerini ve ekipmanlarını güvenlik açıklarına karşı titizlikle test eder ve onaylar.
- İmza eşleştirme, doğruluk kontrolleri ve diğer önlemler, seçmen kimlik hırsızlığına ve oy kullanma hakkına sahip olmayan seçmenlere karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmıştır.
Seçimlerin bütünlüğünü sağlamanın bir nedeni daha var: Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde farklı türde oy verme makineleri ve kayıt teknolojileri mevcut. Bunlar seçim döngüsünün tüm aşamalarındaki faaliyetleri kapsar:
- Seçim öncesi faaliyetler: seçmen kaydı ve devamsız oy pusulalarının işlenmesi.
- Seçim Günü: Doğrudan kayıt yapan elektronik (DRE) oylama makinelerini (kullanıcıların doğrudan oy kullandığı yer) ve kağıt oy pusulalarının tarandığı ve oyların sayıldığı optik taramalı oylamayı içerir. Sonuçlar daha sonra elektronik olarak ve merkezi olarak sunulur.
- Seçim sonrası faaliyetler: Seçim sonrası denetimler ve resmi olmayan seçim gecesi sonuçlarının kamuya açık web sitelerinde yayınlanması gibi.
DRE makinelerinin uzaktan ele geçirilebileceğine dair endişeler var. Ancak diğer birçok ülkede olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri'nde de oy vermenin birincil yolu bu değildir. Genel olarak teknolojinin kullanımı ülke genelinde o kadar merkezi olmayan ve çeşitlidir ki, tek bir kuruluşun seçimleri etkileyebilecek şekilde sonuçları hacklemesi ve değiştirmesi son derece zordur. Ana tehditler nerede? Ancak, kötü niyetli aktörlerin bir bölgeyi veya şehri birden fazla hareketli eyalette konumlandırabileceğine dair geçerli endişeler mevcut. Sonuçları değiştiremeseler bile, bireylerin oy vermesini zorlaştırarak veya sonuçların raporlanmasına müdahale ederek teorik olarak sonuçlara olan güveni zayıflatabilirler. CISA üç ana siber tehdidi tanımlıyor: Fidye yazılımı: Seçmen kayıt verilerini çalmak ve ifşa etmek veya seçmenler ve seçim sonuçları hakkındaki hassas bilgilere erişimi engellemek için kullanılabilir. Ayrıca aday kaydı ve sunulması gibi temel operasyonel süreçleri aksatmak için de kullanılabilir. E-dolandırıcılık: Bu, günlük çalışmaları sırasında e-posta eklerini açmak zorunda kalan seçim yetkilileri için özel bir tehdittir. Tehdit aktörleri, kötü amaçlı yükleri, seçtikleri temalardan yararlanan sosyal mühendislik tuzaklarıyla kolayca gizleyebilir. Sonuç, fidye yazılımının, bilgi çalan kötü amaçlı yazılımların veya diğer kötü amaçlı kodların gizlice indirilmesi olabilir. Hizmet Reddi (DoS): Dağıtılmış Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları, seçmenlerin en yakın oy kullanma merkezinin konumu veya önde gelen adaylar hakkındaki bilgiler gibi oy vermelerine yardımcı olacak önemli bilgilere erişimini engelleyebilir. Endonezya Genel Seçim Komisyonu, yakın zamanda ulusal seçimler sırasında kendi sitelerine ve diğer sitelere yönelik “olağanüstü” sayıda bu tür saldırılara maruz kaldığını söyledi. Seçim güvenliği nasıl sağlanır? Seçim güvenliği konusu kitleler tarafından önemli görülüyor. CISA, seçim kurumlarına diğer ülkelerdeki yöneticilerin de yararlanabileceği geniş bir kaynak yelpazesi sunmaktadır. Oy vermenin en güvenli yolu elbette kağıt kullanmaktır. Birleşik Krallık, AB ve ABD dahil birçok ülkede oyların çoğu bu şekilde kullanılıyor. Ancak seçmen kaydı ve seçim altyapısı hedeflendiği sürece endişeler devam edecek. Bu bağlamda kimlik avı, fidye yazılımı ve DoS tehdidini azaltmaya yönelik en iyi uygulamalar uygulanmaya devam edecektir. Bunlar arasında düzenli penetrasyon ve güvenlik açığı testleri, yama yönetimi programları, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve ağ bölümleme yer alır. Neyse ki piyasada bulut tabanlı DDoS azaltma, kimlik avı tespiti ve hızlı fidye yazılımı yanıtı sunan birçok sağlayıcı da var. Pek çok açıdan, seçim bütünlüğüne yönelik en büyük tehdit, 2016 ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken olduğu gibi, oylama gününden önce kamuoyunu etkilemeye yönelik deepfake ve hack-and-sızdırma girişimleri de dahil olmak üzere dezenformasyon kampanyalarından gelecektir. Kaynak: (guzelhaber.net) ) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–