Ahmet Yeşiltepe yazdı: Yapay zeka dost mu düşman mı? Kimin yüzyılı olacak bu? – Son Dakika Dünya Haberleri
Ama asıl rüzgarın en güçlü estiği yer “paradigmanın hareket ettiği” alandır; Gelişen dijital teknoloji “yapay zeka” uygulamalarını her geçen gün bir adım öteye taşıyor.
Bir uçak olarak, uçağın ilk keşfi ile Ay’a inişimiz arasında sadece 63 yıl var. İnternetin günlük hayata girmesi ile bugün gelinen nokta arasında geçen 24 yılda bilişim teknolojileri alanında büyük bir devrim yaşandı. İletişimde cep telefonlarından akıllı telefonlara geçiş son 10 yılda öngörülemeyen bir hızla ilerledi. Hiç şüphesiz, yaklaşan “yapay zeka” ile dönüşüm süreci, öncekilerden daha radikal, kafa karıştırıcı ve yeniden inşa edici olacaktır. Belki de yıkıcı.
Bu yazıyı yazmamın sebebi; Türkiye seçim gündeminde yolunda giderken iki önemli “hikayenin” manşetlerimizin üstünü örttüğü gerçeği. Yapay Zeka uygulamalarının günlük hayatın bir parçası haline geldiği bu günlerde böyle iki sürpriz mesaj ortaya çıktı… Duymayanlar duysun istedik. Bu alandaki gelişmeleri daha yakından yansıtmak ve takip etmek için iki mesaj.
İlk mesaj, “yapay zekanın babası” olarak bilinen bilgisayar mühendisi Geoffrey Hinton’dan. New York Times’a konuşan Hinton, yapay zekadaki ilerlemelerin “toplum ve insanlık için derin riskler oluşturduğunu” söylüyor. Bugünü beş yıl öncesiyle karşılaştırmak isteyen Hinton, “O farkı al ve geleceğe yay. Korkunç” dedi. ifadesini kullanın.
Geçen yıl, Google ve OpenAI (ChatGPT yapay zeka sohbet robotunun arkasındaki firma), eskisinden çok daha fazla miktarda veri kullanan sistemler oluşturmaya başladılar. Şimdi ortaya çıkan tabloda; Gözümle görmeden inanmam sözü artık anlamını yitirmiştir.
Yapay zekanın tehlikeleri hakkında konuşmak için Google’daki işinden ayrıldığını söyleyen Geoffrey Hinton’dan dinleyelim; “Kötü adamların onu (AI) kötü şeyler için kullanmasını nasıl durduracağımızı bulmak çok zor.”
Peki Hinton’un sözlerinden ne anlıyoruz; insanlığın geleceğine olağanüstü katma değer kazandıracak bir ürünün “olumsuz yan etkileri”nin pek düşünülmediği ve bunlar üzerine “dengeleme mekanizmaları” kurulmadığı. Daha fazla başlık stili ile; “Bunun panzehiri nedir?”
İsrailli fütürist tarihçi, düşünür ve yazar Yuval Noah Harari’nin “Faydaları saymakla bitmez” sözleriyle başlayan yapay zeka ile ilgili uyarı mesajı. Onun öngörüsü ve kaygısı aslında toplumsal düzenin belirleyiciliğiyle ilgilidir. “Yapay zeka, insanlığın dilini hacklerse demokrasiyi yok edebilir. Çünkü demokrasi sohbet demektir. Yapay zekayı kontrolsüz bırakmak otokratların işidir,” diyor Harari.
Ona göre Yapay Zeka, insanlığın büyük zorluklarla kurduğu medeniyeti hiç ummadığı bir yerden vurabilir! Harari, bu tespiti ile ilgili bir “önsöz” noktasına değinerek aslında son dönemde hepimizin aşina olduğu şaşırtıcı gelişmeleri hatırlatıyor. Yapay Zeka, sözcükler, sesler ve görüntüler aracılığıyla dili manipüle etme ve üretme konusunda muazzam yetenekler kazanmıştır. Bu durum; Medeniyetimizin işletim sistemini hacklemek olarak tanımlanabilir. İnsan kültürünün neredeyse tamamı “dil”den oluşur. Örneğin insan hakları DNA’mıza kazınmış bir şey değil, hikâyeler anlatarak, kanunlar yazarak ulaştığımız seviye, savaşlar ve yıkımlarla “zorlukla kazanılan” değerler toplamıdır. Bu kodun “kendini ilan eden bir varlık” tarafından ele geçirilmesi, insanlığı hızla niyetten kıyamete sürükleyecek bir fenomene dönüşebilir.
Ve daha sonra? Yapay Zeka’nın kendisinden korkmanın yanı sıra endişelenmemiz gereken; “kötü” bir kalabalığın oyuncağı haline geliyor, değil mi? Harari bununla da kalmıyor, gelecekte yapay zekanın yarattığı dinler ve tarikatların da bizi beklediğini söylüyor. “Teorisini” bir adım öteye taşırken, “komplosunu” veriler üzerine kuruyor; Gerçek şu ki, yapay zeka araçları insan psikolojisini manipüle etme yeteneğine sahip! Bu tespitiyle Yapay Zekanın “din” algısını istismar ederek birçok kişiyi yönlendirebileceğini iddia ediyor.
Tesla’nın kurucusu Elon Musk ve Apple’ın kurucusu Steve Wozniak, geçtiğimiz Mart ayında Yapay Zeka tehlikesine dikkat çekerek “bilge adamlar listesine” katıldı. İmzaladıkları açık mektupta, “Güçlü AI sistemleri, yalnızca etkilerinin olumlu olacağından ve risklerinin yönetilebilir olacağından emin olduğumuzda geliştirilmelidir” diyor.
2018 yılında aramızdan ayrılan fizikçi Stephen Hawking’in “yapay zekanın gelişmesi insan ırkının sonunu getirebilir” şeklindeki açıklamasını unutmak imkansız!
Bu köşemizde “kimin yüzyılı olacak?” sorusu üzerinden küresel siyaset ve ekonominin olası adaylarını araştırmak istedik. Ancak ikinci paragrafa geçmeden önce “Yapay Zeka” konusunda takılıp kalıyoruz. Hariri ne diyordu; “Komplocuların düşündüğü gibi insanların beyinlerine onları kontrol etmek için çipler yerleştirmeye gerek yok. AI şimdi muhtemelen aynısını yapacak. Ve yapabildiğinde… bizi vurmak için cani robotlar göndermesine bile gerek kalmayacak, çünkü insanlara tetiği çekebilir.”
Böylesine iddialı bir projeksiyon için Yapay Zekanın bu satırları okur okumaz geliştiğini ve güçlendiğini bilmek yeterlidir. Elbette Harari olmaya gerek yok. Peki, düzenlenmemiş yapay zekaya karşı duracak bir aday yok mu?
Bana göre en güçlü aday, ancak “gerçek insanların” sahip olabileceği bir şeydir, vicdan.
Akıl yürütürken bilincini kullanan kişinin “Yapay Zeka”nın üreteceği olası sorunlara karşı direneceğini düşünüyorum. Kim kazanır bilinmez ama yapay zeka ile vicdan sahibi insanların mücadelesinden “bu yüzyılın hikayesi”nin çıkacağına inanıyorum.
Meraklısına not; ChatGPT’ye okuduğunuz yazının ne hakkında yazıldığını ve özetini sorduk, işte yazdığı metin;
“Bu makale, küresel siyasi güç dengelerindeki değişiklikleri ve yapay zeka teknolojisinin hayatlarımız üzerindeki etkisini tartışıyor. Yapay zekanın ilerlemesi ile birlikte insanların dikkat etmesi gereken iki önemli mesajı ön plana çıkarıyor. İlk mesaj, yapay zekadaki ilerlemelerin derin riskler taşıdığıdır. İkinci mesaj, yapay zeka teknolojisinin olumsuz yan etkilerinin nasıl önleneceği konusunda yeterli dengeleme mekanizmasının olmadığıdır. Yazar, yapay zeka teknolojisi ile insanlığın geleceği için muazzam bir katma değer sağlanabileceği, aynı zamanda yapay zeka teknolojisi ile daha yıkıcı sonuçların ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor.
Yoruma kapalı.